Astrolojiyle biraz bile ilgisi olanlar çoğunlukla “Ay boşlukta” terimini duymuşlardır. Peki gerçekte Ay bir boşluğa mı düşer yoksa boşluk içine mi girer? Duyduğumuz terimin gerçekte ne ifade ettiği aslında biraz daha farklıdır.
Gökyüzündeki tüm gökcisimleri sürekli hareket halindedir. Bu hareketleri sırasında birbirileri ile temaslar yaparlar. Ve bu temaslar doğrultusunda ortaya bazı enerjiler çıkar.
Astrolojide Ay en hızlı hareket eden gökcismi ve Işık kaynağıdır. Yaklaşık 2-2,5 günde bir burç değiştirir. O gökyüzünün elçisi gibidir. Diğer gezegenler arasında ve gök ile bizler arasında elçi gibi ışık taşır, bizler de günlük yaşantımızda yolumuzu bulmamızda ondan ve ışığından faydalanırız. Ve hatta Ay’ın hareketleri o kadar yorumlarımızda önemlidir ki, Dion Fortune Ay için; “Evrenin makine dairesi”dir dediği bilinir. (H.Kırkoğlu)
Ay, bir Zodyak turunu 28 – 28.5 günde tamamlar ve bu süreçte 12 burcu ziyaret eder. Bu ziyaretleri ise yaklaşık 2,5 günlük sürelerden ibarettir. Ay bir burçta yaklaşık 2,5gün boyunca vakit geçirdiğinde, vakit geçirdiği burcun doğası neyse biz de o enerjiyi taşırız. Örneğin; Ay Boğa burcunda vakit geçirdiğinde; gökyüzünde keyif, huzur ve konfor enerjisinin ortaya çıktığını ve bizlerin de bu sebeple daha fazla keyfimize düşkün olabileceğimizi söyleriz.
Ve sonra Ay; o yaklaşık 2,5 gün sonra başka bir burca geçer ve hikaye değişir, enerji değişir.
Bu sebepledir ki bazen kendimizi daha enerjik, bazen daha disiplinli bazense kararsız hissederiz. Ay, hangi burçta hareket ediyorsa biz de yorumlarımızı o burcun enerjisine göre biraz yaparız.
Ay bu şekilde gökyüzünde hızla ilerlerken diğer gezegenlere kıyasla en çok göksel teması da o yapar.
Günlük hikayelerimizde böylece Ay’ın bulunduğu burcun enerjisine ilave olarak yaptığı temaslar da etkili olur. Bazen rahat bir akışta geçer gün ve bazense koşullar daha değişken hale gelir. Örneğin; Ay, Satürn’le uyumlu bir temas yaptığı zaman ciddileştirmek istediğimiz işlerimizi daha kolay yapabileceğimiz yorumunu yaparız.
Ancak, bazen Ay bulunduğu burçtan diğer bir burca geçmeden önce gökyüzünde hiçbir gezegenle teması bulunmaz. Bulunduğu burçta son temaslarını yapıp bir dahaki burca geçene kadar temassız (açısız) kalır.
İşte Ay’ın bu diğer burca geçene kadar gökyüzünde diğer hiç bir gezegenle temas yapmadığı süreler Ay’ın boşlukta olma zamanlarıdır. Bazen bu süreler dakikalar alır, bazense saatler sürer..
Ve Ay günlük hayatımızda enerjisini en çok deneyimlediğimiz gökcismi olduğu için de bu boşluk sürelerinde bizler de kendimizi Ay’la birlikte “bekleme modu”na alırız böylece.
Bu sebepledir ki Ay’ın boşlukta olma hali yeni bir girişim ve önemli kararlar için doğru zamanlar değildir.
Bazı astrolojik yorumlar Ay’ın boşlukta olduğu zamanları istenmeyen (hatta çoğunlukla negatif) zamanlar olarak varsaymaktadır. Ancak Ay’ın boşlukta oluşu olumsuz bir zamanı temsil etmekten ziyade; sadece şartların henüz yeni gelişmeler için olgunlaşmadığı anlamına gelmektedir.
Bu sebepledir ki; Ay boşluktayken “yeni bir işe başlamak”, “yeni bir girişim yapmak”, “bir imza atmak”, “bir söz ve vaadde bulunmak” tavsiye edilmez. Çünkü tüm bu girişimler de gökyüzündeki Ay gibi asılı kalabilir ve hiçbir etkisi olmayabilir.
Bazen bizler bir girişim yapıp bundan sonuç alamadığımızda (iyi ya da kötü) bunu “istenmeyen sonuç” olarak yorumlayabiliriz. Oysa ortada istenmeyen bir sonuç olmasından ziyade, hiçbir sonuç oluşmamış olabilir.
Genellikle olaylar gerçekleştiği sırada nasıl olduklarından çok, bizlerin onları “nasıl yorumladığımız”la ilgilidirler. Bu bizim bilinçaltımız ve bakış açımızla şekillenir. Bilinçaltımız tarafından Ay boşluktayken “sonuçsuz kalan bir olay” “olumsuz bir sonucun gerçekleşmesi” gibi algılanabilir.
Böylece Ay’ın boşlukta olma hali yeni bir yaratım için uygun değildir. Günlük hayatımızda sürdürdüğümüz işlere devam etmek ve yeni bir girişim için kendimizi “bekleme modu”na almak için daha uygundur.
Bazen yeni hikayeler yazmak için şartların olgunlaşmasını beklemek ve durmak, durma eyleminin içinde kalabilmek de önemlidir.
Sevgiyle,
Ecem

